⭒Bir şey dinlerken, okurken, izlerken kafamda belli başlı düşünceler ve onu yazıya dökerken karışık cümleler oluşuyor. İnsan bazen içini öylece döküveriyor ortaya. Ama bazı şarkılar, kitaplar, film / diziler (bunların anıları, düşünceleri, hisleri) o kadar anlatılamaz oluyor ki! Kaç cümle kurulursa kurulsun, kaç kelime özenilerek seçilirse seçilsin asla anlatılamayacak bir şeyler oluyor. Mesela: "Turgut Özben, Selim Işık için bir şarkı söylemek isteseydi bence bu olurdu" ya da "Ben, beni arkasında bırakıp giden tüm dünya bu kelimeleri duysun isterdim" "Bazen kendime söylüyorum bu sözleri" desem saçma gelecek kulağa. Daha deli saçması olan benim bu şarkıyı 'büyümeye' ithaf etmem. "Büyümek ne bitmeyen bir acı" böyle güzel ifadeleri senden duyuyorum hep. Güzel, gerçek ve acı. "Acı olması güzel olmasına engel değil. Acı olmadan güzel bile olamıyor bizim şarkılar." Bunu da sen söyledin ve o zaman emin oldum bugün için en doğru şarkıyı seçtiğime; çünkü güzel, gerçek ve acı. Şarkının sözleri hakkında benim söylediklerimden daha mantıklı ve doğru bir takım bilgilerse şöyle: Orijinali Japonca, 'Tower of God' animesinin kapanış müziği. Grup, İngilizce olarak ve sözlerde biraz değişiklik yaparak SLUMP (Düşüş / Çöküş) şarkısını yeniden yayınladı. İnsanın geride bırakılmışlık hissi, yalnızlık ve unutulma korkusu üzerine fazla güzel mesajlar barındırıyor. Bu yüzden sözleri illa birileri için değil dünyadaki mutlak gerçeklik acısı olarak dinleyebiliriz. ─────────────────────────────────── "to keep up" "ayak uydurmak, yetişmek" dışında "devam etmek" anamı da taşıyan bir cümle. Yani 'Sana / size yetişemiyorum çünkü benim için devam etmek çok zor' Ve ben devam edemedikçe de arkanıza bile bakmadan gidiyorsunuz. Bazen sadece biraz zaman istiyoruz toparlanmak için, azalan zamanımızın farkında olarak gayret de ediyoruz ama yine de olmuyor! "comfortable living in the past" kısmında; "Geçmişte yaşamak" fiziksel yaşam değil psikolojik bir duruma atıfta bulunarak kişinin geçmiş hakkında düşündüğü, bunun sonucunda şimdiki zamanla tam ilgilenemediği bir durumu tanımlıyor. Bu, travmatik bir olay (sevilen bir kişinin veya insanın hayatını değiştiren bir olayın kaybı) olabilir. Aynı zamanda hayatın daha basit göründüğü, insanların daha mutlu olduğu geçmişteki 'daha iyi' günlere dair genel bir nostalji de olabilir. Geçmişte avunacak bir şeyler bulabilir ve kendimizi kandırabiliriz ama yine de yalnız olmak, tek başına bırakılmak biraz haksızlığa uğramış hissi vermiyor mu insana! "Winner" burada daha çok; yetenek ve sıkı çalışma ile başarılı olan; beğenilen, takdir gören kimse anlamında, "black and white" ise; her şeyin kesin olması, iyi ve kötü olarak birbirinden net çizgilerle ayrılmış olması demek. İnsanın hayatındaki başarılı, kafa karışıklığı olmadan yaşadığı dönemlere bir atıf var. Bilmem, herhalde hiç doğmadığımız zamanlar? ┐( ˘_˘)┌ Her neyse, gerçek anlamlara dönersek; Başarı olarak, bir listenin, oluşumun en altında; durumu diğerlerine göre daha kötü olan' anlamında, düşüşü ifade eden "I'm bottom of the pile, a dusty photo" ile devam ediyoruz. Yani hayatımızda doğru, iyi ve güzel giden zamanlar artık yok. Başarısız olunmuş. Neyde? Hayatta. "I'm afraid I'm gonna be left stranded by myself" "Maalesef tek başıma yüzüstü bırakılmış olacağım" muhtemel sonumuzun ümitsiz öngörüsü olan bu cümle için başka bir açıdan "Kendimi yüzüstü bırakacağımdan korkuyorum" da denebilir ama hayır; şarkıda şikayet ettiğimiz şey kendimiz değiliz, kendimiz dışındaki bir dünyanın bizi yüzüstü bırakması. İnsanlara her şeyimizi göstermek istediğimiz zamanlar var; gururla, ufak çaplı kendimizi ispat çabalarımız! Ama bir dünya dolusu bambaşka insanın bizden türlü türlü isteklerinin ne olduğunu bilmiyoruz ki! Onların bilmediğimiz ve anlamadığımız isteklerini karşılayamıyoruz dolayısıyla. Herkesin, her şeyin bizi geride bırakıp gittiği gerçeği karşısında yetişip yetişemeyeceğimizi bilmesek de devam etmekten başka çaremiz olmadığından devam ediyoruz. Yapayalnız, çaresiz, üşüyerek; hatıralarımızın acılarını beraberimizde taşıyarak. Şimdi sözlerin gerçek anlamlarına bakınca da şarkının 'büyümek' hakkında olduğuna inandım. Tabi bu biraz da 'büyümek'ten ne anladığımıza bağlı. ─────────────────────────────────── ° Turgut Özben ile bitsin yine: "Beni de al Selim; ölümden, unutulmaktan öteye götür. BİRLİKTE TUTUNAMAYALIM" Çünkü istediğimiz şey birilerinin ya da bir şeylerin bizi tutması, kurtarması değil aslında, bazen istediğimiz tek şey gerçekten bizimle birlikte •tutunamayacak da olsak• beraber olan insanlar, şarkılar ya da her neyse ─────────────────────────────────── #스트레이키즈 #StrayKids #SKZ #SLUMP #LyricsMusic #EnglishSong #TürkçeÇeviri #DokkaebiMC